Systema Naturae

May 22, 2017 | Autor: Evren Isbilen | Categoria: Botany, Biology
Share Embed


Descrição do Produto

"Systema Naturae"
"Tabiatın İşleyişinin Sistemi" 'nin Kapak Sayfası ve Eserdeki Çizelgeler Hakkındaki Gözlemler ve Tespitler
1
Kapak Sayfası
CAROLUS LINNAEUS
İsveçli, Dr.
Tabiatın İşleyişinin Sistemi
yahut
Tabiattaki Üç Âlem Hakkında ve Bunların Sınıflara, Sıralara, Cinslere, Türlere Sistematik Tasnifi Hakkında
Ey Tanrı! İşlerin ne de türlü türlüdür!
Her işini hikmet ile yaparsın
Dünya, bu eserlerin zenginliği ile bezenmiştir.
(Mezmurlar, 104:24)

LEYDEN şehrinde THEODORUS HAAK Matbaası'nda 1735 senesinde basılmıştır. Yayınevi Sahibi Johan Willem Groot'dur.
Çeviren: Evren İşbilen





II.
Tabiattaki Üç Âlem Hakkında Gözlem ve Tespitler

1.Tanrı'nın eserlerini gözlemlediğimizde, ispat etmek için gerekli delillerinden de fazlası ile delil bularak biliyoruz ki: Canlıların her biri bir çeşit yumurtadan neşet eder ve her bir yumurta, ebeveyne çok benzeyen bir soy oluşturur. İşte bu mantık ile düşündüğümüzde, biliyoruz ki, günümüzde hiçbir dölden yeni bir tür türememektedir.
2. Tür'ün Fert'leri, üreme yolu ile, sayıları çarpıla çarpıla çoğalır. İşte bu mantık ile, şu fikri öne sürebiliriz: Günümüzde mevcut her bir Tür'ün Fert'lerinin sayısı, en evvelki sayılarından fazladır.
3.Eğer, ileriye doğru, çarpa çarpa saydığımız gibi, her bir türdeki fertlerin sayısını geriye doğru sayarsak, sayı dizisi, bir tek ebeveyn ile nihayete erer. Bu ebeveyn ya tek bir hermafrodit (Çevirenin Notu: eril-dişil veya hünsâ) ya da bir erkek ve bir dişiden ibarettir. (bir çok hayvan türündeki gibi)
4.
i)Yeni hiçbir tür olmadığı için
ii) ve benzer sadece benzerini oluşturduğu için
iii) ve her bir tür de, türün en evvelki safhasında bir ebeveynden neşet ettiği için zorunlu olarak verilecek hüküm şudur: Her şeye kâdir ve her şeyi bilen bir varlık olarak sıfatlandırılan ve Tanrı dediğimiz varlığın, Yaradılışın ve bütün bu işlerin ve eserlerin fâili olduğudur. Bu hakikat, bir Tür'ün her bir Ferd'inde mevcut işleyişler ile, kanunlar ile, prensipler ile, oluşumlar ile ve duyular (hassalar) ile de teyid edilebilir.
5. Türlerin fertleri işte böyle türer. Ve bu fertler, hem gençliklerinde hem de olgun yaşlarında, hiçbir bilgiyi a priori bilemezler ve bildikleri her şeyi duyumları aracılığı ile öğrenir ve bilirler. Dokunma hassası (duyusu ile) ilk önce, cisimlerin dışındaki satıhlarından (yüzeylerinden) tanırlar ve bilirler. Tatma hassası ile seyyâl parçacıkları bilirler, koklama hassası ile havada uçuşan parçacıkların bilgisini bilirler ve işitme hassası ile uzaktaki cisimlerin titreşimlerini bilirler. Ve görme hassası ile görülebilir cisimlerin şeklini bilirler ve tanırlar. Ki bu son sözünü ettiğimiz hassa, diğerlerinden ziyâde hayvanlara haz verir.
6. Kozmos'u incelediğimizde, şunu gözlemliyoruz: Kozmos'ta üç sınıf cisim dikkatimizi çekmektedir.
α) Çok uzaktaki gökcisimleri. β) Hemen her yerde rast geldiğimiz elementler γ) Elle tutulabilen doğal cisimler.
7)Dünya'mızda, (Toprak'da) metinde yukarıda sözünü ettiğimiz, 3 şeyden 2'si belirgindir. Bunlar, Dünyamızın (Toprağın) özündeki elementler ve bu elementlerden oluşmuş doğal cisimlerdir. Ve bunların mevcudiyeti, yaradılış fikri olmaksızın ve üremenin kanunları olmaksızın izah edilemez.
8) Doğal cisimler, duyularımızca (hassalarımıza) diğerlerinden daha algılanabilir özelliktedir ve duyularımızca bize mâlum olur. İşte merak ettiğim şudur: Niçin, Yaradan, Âdem'i hassalar ile akıl melekesi ile donanmış halde Dünya'ya yerleştirmiştir? Ve niçindir ki bu kürede, onun, duyularına, doğal cisimlerden gayrısı mâlum olmaz? Bu doğal cisimler ise, fevkâlade ve muazzam bir işleyişle/ahenkle oluşturulmuştur. Fikrimce, insanın bu harikulâde işleri takdir etmesi ve onun Yaradan'ını yüceltmesi içindir bütün bunlar.
9) İnsana faydalı her şey bu doğal cisimlerden türetilmiştir. İşte bu kökenden çıkar şu ekonomik faaliyetler: Madencilik, metalürji, bitki endüstri de denilen tarım ve bahçecilik, hayvancılık, avcılık ve balıkçılık. Öz olarak söylemek gerekirse: İnşaat, ticaret, besin, tıp gibi her tür sanayiinin esası ve temeli bunlardır. Ancak bunlar ile, halk, sağlığını korur, çeşitli hastalıklara karşı muhafaza olunur ve hastalanınca şifâ bulur. Öyle ki bu cisimlerin seçilmesi hayati önemdedir. O halde, 8. ve 9. maddelerden biliyoruz ki, doğal bilimlerin hayatiyeti ve önemi kendiliğinden belirmektedir.
10) Bilgeliğin ilk adımı, cisimlerin kendisini bilmektir. Bu ise, cisimler hakkında hakiki bir fikir edinmeyi gerektirir. Cisimler, onları, yöntemli bir tarzda sınıflandırarak ve uygun isimler vererek bilinir. Bu nedenle; sınıflandırma ve isimlendirme, bilimimizin esasını teşkil edecektir.
11)Bilgin geçinen kişilerden; türlerin esaslarından çeşitli sapmaları tasnif bile edemeyen; doğal cinslerdeki türleri, fasilelerdeki (familyalardaki) ayırt edemeyenler, bilgin sıfatını kendilerine yakıştırırlar ise hem başkalarını hem de kendilerini aldatmış olurlar. Çünkü, bu bilim alanını kuran bilginler, bu hususu dikkate almak zorundaydı.
12) Bir kişi, eğer, doğal cisimlerin kısımlarını, gözü ile seçtiğinde ayırt edebiliyor ise ve bunları tasvir edebiliyor ise ve isimlerini, doğru ve tutarlı olarak olarak üçlü sınıflandırmaya göre verebiliyor ise kendine hak ede ede Doğa Bilgini (bir doğa tarihçisi) diyebilir. İşte, böyle bir kişiye, kaya bilgini (taş bilgini, litolojist) bir bitki bilgini veya hayvan bilgini denilebilir.
13) (Çevirenin Notu: To be continued…








Ancak, şuna da bakınız: H. Engel, Linnaeus'da Tür Kavramı. Atch.int.d'hist.d.sc. 23-24, 1953, 249-259





Lihat lebih banyak...

Comentários

Copyright © 2017 DADOSPDF Inc.